20 Mart 2015 Cuma

Öykü Deniz geldi:)

En son doktor kontrolünde yani 14 Ocak Çarşamba günü doktorumuz "Artık bebeğimizi bu cuma alalım" dedi. Yani 16 Ocak :)
O andan itibaren korku, sevinç ve heyecanı aynı anda hissettim kızımı görene dek. Çok korkuyordum bu sefer ya bana bir şey olur da yavrularım kalırsa annesiz diye. Çok seviniyordum çünkü kızımızı kucaklayıp, içine mis kokusunu çekecektim. Çok heyecanlıydım artık 4 kişilik bir aile olacaktık.
Biliyordum sadece bu duyguları hisseden ben değildim. Hakan da tedirgindi, annelerimizde.
Sakin görünüyordum ama ne fırtınalar kopuyordu içimde. Oysaki 2. doğumumdu.
Cuma sabahı evden annemler, oğlum, Hakan ve ben çıktık. Gayet normal bir şekilde Ahmet Kağan'ı okula bıraktım. Ve onu öperken "Akşama kardeşin artık yanımızda olacak." dedim. Kuzum da heyecanlandı. "Anne ben abi mi olacağım ." dedi.
Evet hastanedeydik. Hazırdım. Ama heyecanım giderek artıyordu. Hakan olacaktı bu sefer yanımda. Onun varlığı güç veriyordu.İkimiz aynı anda görecektik kızımızı.
Doktorum sevgili Tamer Bilensoy (harika bir doktor), bütün içtenliğiyle ve dostluguyla karşıladı ve rahatlattı bizi. Artık doğumhanedeydim. Anestezi ve diğer hazırlıklardan sonra hazırdım. Bu sefer ilk doğumuma göre biraz tansiyonumun düştü. Ama hemen müdahale ettiler . Yoluna girdi ve kızımız 10:43 te dünyaya geldi. Oyyy sesini duyduğum an artık göz yaşlarım sel oldu. Bir taraftan kızıma bakmaya çalışıp, diğer yandan "Kızımız iyi mi?" diyordum.
Çok şükür sağlıklı bir şekilde yavrumuz dünyaya geldi.
sevinç göz yaşlarımı tutamıyordum. Ağladım ağladım ta ki yanağı yanağima değene kadar.
Hoşgeldin melek kızım:)

23 Aralık 2014 Salı

Aşkımızın "Öyküsü"

Hakan ile aşkımızın öyküsü bir ocak ayında başladı. 
Hem de 19 Ocak:)
Kızımızın da aslında 25 Ocak da doğması beklenen tarih.
Fakat biraz erkenci davranacak hanımefendi sanki.
Sezeryan olacağı için doktorumuz 19 Ocak da alabiliriz dedi. 
Aşkımızın başladığı tarih belki de minik kızımız Öykü'müzün doğum tarihi olacak.
Sağlıkla gel kızım:)


14 Aralık 2014 Pazar

34. hafta

EEE biraz zaman olmuş yazmayalı.
Çok yoğun günlerin ardından gerçi çok da yavaşlamış sayılmaz ama biraz zaman bulabildim.
Bu zaman diliminde neler oldu.
benim mide bulantılarım geçti.  
Bir prensesimiz olacak.
Oğluşum kardeşinin varlığına iyice alıştı. 
Karnımı sevip "Abim canım benim, seni çok seviyorum" diyor.
Umarım bu sevecenliği doğunca da devam eder. 
İlk 12 haftanın ardından geçen mide bulantım ve açılan iştahımla beraber yavaş yavaş kilo almaya başladım.
32. haftaya kadar kendim bile hamile olduğumu unutacak kadar hareketliydim.
Sanki 32. hafta sihirli haftaymış.
ağırlığımı hissetmeye başladım. 
Kızım dönmüş olduğu için sık sık baskısını hissetmeye başladım. 
Bu arada 10. kilomu da almış bulunmaktayım.
32. hafta aktarma raporumu da aldıktan sonra zaman yavaşladı sanki. 
İki çocuklu hayatın nasıl olacağı konusunda duyduklarımdan ve gördüklerimden biraz yorucu olacağını hissediyorum.
Ama bir insanın kardeşinin olmasının nasıl güzel birşey olduğunu bildiğim için oğlumun bu duygudan eksik kalmasını hiç istemedim:)


17 Eylül 2014 Çarşamba

12. hafta :(

9. haftadan sonra artmaya başlayan mide bulantılarımla beraber gelen halsizlik beni çok ama çok bitkin kıldı.
İlk hamileliğimde yaşamadığım şeylerdi bunlar.
Üstüne birde ortalıkta gezen salgın eklenince en sonunda hastaneye gidip serum almak zorunda kaldım. 
Mide bulantıları ve artan koku hassasiyetimle beraber yemek yiyemediğim için hiç ama hiç kilo almadım. 
Bu seferde acaba bebeğim büyüdü mü kaygısına düştüm. 
Bildiğim bir şeydi aslında ilk 12 hafta bebeğin sadece anneden beslendiği.
Bakalım ilerleyen haftalarda bizi neler bekliyor :)

Oğluma kardeş, evimize yeni neşe geliyor...

Ailemize yeni birey katılacağını öğrendiğimizde henüz 5 haftalıktı. 
Şaşkınlık, sevinç ikisini bir arada yaşadım. 
Minik bir prenses mi yoksa bir prens mi daha gelecek diye düşünürken,
oğluşum başladı bizim pembe bebeğimiz olacak demeye :)
O gün bugündür senin bir kız olacağını düşünüyorum.
Şimdi 9 haftalıksın.
Herşeyden önce salıklı ve mutlu olman bizim için çok ama çok önemli. 
Hoşgeldin hayatımıza :)

Pamuktan bir kale :)

Pamukkale'ye gittiğimizde tam da öğle saatiydi ve muazzam sıcaktı.
Sıcağa ve yola bakarak dedim ki: "Sanırım ben çıkamayacağım".
Sıcaktan çok etkilendim.
Zeminin beyaz yüzüme yüzüme vuruyordu. Gözlerimi dahi açamıyordum.
Haydi bir deneyim dedim yinede.
Başladık yürümeye.
Ayaklarım suya deyince çok iyi geldi. Bir de hakikaten pamuk hissi veriyor zemin.
Yürüdük yürüdük.
Eskilerde daha beyaz olan Pamukkale yine de çok güzeldi.
Bilin bakalım en çok kim mutlu oldu.
Oğluşum her bulduğu suya girdi.
Her suyun altına başını soktu.
Çıkmak istemedi.
Kendine kil banyosu yaptı resmen.
O an onun yerinde olmayı çok isterdim.
Yolunuz bir gün düşerse muhakkak gidin derim.






30 Ağustos 2014 Cumartesi

Tatiller hiç bitmese -2

Kuşadası ve Milli Parkın ardından Efes-Meryem Ana ve Şirince'ye gittik..
Hava çok sıcaktı.
Ama hepimiz aylardır tatil hasretiyle yanarken, sıcak bizi durduramadı.
Kendimden biraz korksam da sıcak konusunda, anlaşılan şu ki, kızım da gezmeye bayılıyor.
                                                               Efes
                                                                    Güzel insanlar
                                                                   Hiç yorulmadım :)
                                                                       Yakışıklı kociş
                                                                   Efes Selfiesi
                                                    Anne kedinin fotoğrafını çekeceğim
                                                       Bırakın beni kedilerin yanına gideceğim...
                                                                   Aaaaa İyi ki doğdun mumları ...
                                                                    Meryem Ana
                                                    Ben de hepimiz için güzel dileklerde bulundum

                                                   Sıcaktan sonra buz gibi ayran süperdi